Yiyeceklerin ilaçlarla etkileşimleri hakkında neler biliniyor?

Bu oldukça utandırıcı bir problemdi. Üstelik beş saat boyunca süren ereksiyon nedeniyle acı verici bir hâl almıştı.

Hindistan’ın Tamilnadu eyaletinde, 46 yaşındaki bir adam sürekli ereksiyon şikâyetiyle acil servise başvurduğunda doktorlar başlangıçta şaşkına döndü.

Adam, eşiyle cinsel ilişkiye girmeden önce ereksiyon problemini gidermek için sildenafil – daha çok Viagra olarak bilinen ilaç – kullanmıştı.

İlacı önerilen dozlarda almasına rağmen, bir türlü sorunu geçmiyordu.

Daha sonra doktorlar adamın cinsel ilişkiden önce bol miktarda nar suyu içtiğini öğrendi. Hastaya etkileri dengelemek için bir enjeksiyon yapıldı ve bundan sonra nar suyundan uzak durması tavsiye edildi.

Çünkü nar suyu, farkında olmadan aldığı ilacın etkisini güçlendirmişti.

Bu olay, yediğimiz yiyeceklerin ilaçlarla öngörülemeyen biçimlerde etkileşime girebileceğinin yalnızca bir örneği.

Tıp literatüründe, yiyeceklerle ilaçların birleşerek tuhaf ya da endişe verici yan etkilere yol açtığını anlatan pek çok vaka yer alıyor.

Bunların çoğu bireysel veya küçük gruplar halinde rapor edilmiş olsa da, artık yiyeceklerin, içeceklerin ve bitkilerin ilaçlarla vücudumuzda nasıl etkileştiğini açıklayan bilimsel çalışmalar da giderek artıyor.

Örneğin greyfurtun, pek çok ilacın etkisini artırdığı, yan etkilerinin riskini yükselttiği ya da normal dozları bile toksik hale getirebildiği uzun zamandır biliniyor.

Lif açısından zengin gıdalar ise bazı ilaçların etkinliğini azaltabiliyor.

İlaçlar genellikle onlarca yıllık geliştirme ve test aşamasından geçerek güvenli ve etkili oldukları kanıtlandıktan sonra piyasaya çıkıyor.

Ancak piyasada binlerce farklı ilaç var ve bunların milyonlarca çeşit yiyecekle birleşme ihtimali mevcut.

Bilimsel derlemeler, yiyeceklerle ilaçların etkileşiminin güvenli ve etkili tedavi açısından ciddi bir tehdit oluşturabileceğini gösteriyor.

Uzmanlar bu etkileşimleri sistemli şekilde takip etmeye yeni başlıyor ve hatta bazıları bu bileşimlerden yararlanarak ilaçların tek başına olduğundan daha etkili kullanılabileceğini umuyor.

California’daki Western University of Health Sciences’ta eczacılık profesörü Patrick Chan, “Çoğu ilaç yiyeceklerden etkilenmez” diyor.

Ancak yiyeceklerden etkilenen belirli ilaçlar olduğunu söyleyen Chan, “İşte dikkat etmemiz gerekenler bunlar” diye devam ediyor.


Getty Images Nar, ilaçları etkilediği bilinen meyvelerden biri

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı, ilaçların yiyeceklerden nasıl etkilendiğini test etmeyi zorunlu kılıyor.

Bunun için deneklere ya aç karnına ya da yüksek kalorili, yağlı bir öğün sonrası ilaç veriliyor.

Bu öğün tipik olarak tereyağlı iki dilim kızarmış ekmek, iki dilim kızarmış pastırma, iki kızarmış yumurta, biraz patates kızartması ve büyük bir bardak tam yağlı süt içeriyor.

Ama elbette tüm ihtimalleri test etmek imkânsız.

Belgrad’daki Beslenme ve Metabolizma Araştırma Mükemmeliyet Merkezi’nde araştırmacı olan Jelena Milešević, insan metabolizmasının çok karmaşık olduğunu söylüyor:

“Adeta küçük bir fabrika gibi; çok sayıda girdi ve çok sayıda çıktı var.”

D vitamininin ilaçlarla nasıl etkileştiğini ve tersine ilaçların D vitaminine nasıl etki ettiğini araştıran Milešević, vücudun, yiyeceklerin ve ilacın tüm kimyasal tepkimeleri bir araya geldiğinde “devasa bir tablo ortaya çıktığını ve bunları birbirinden ayırmanın çok zor olduğunu dile getiriyor.

Yiyecekler ilaçları iki şekilde etkileyebiliyor: İlacın etken maddesiyle doğrudan etkileşime girebilir ya da vücudun ilaca verdiği tepkiyi değiştirebilir.

Bazı yiyecek-ilaç etkileşimleri 1980’lerden beri biliniyor.


Getty Images Nar suyu ya da greyfurt gibi masum yiyecekler, ilaçların etkisini değiştirebiliyor

Greyfurt ve kızılcık

En bilinen örnek, greyfurt ve greyfurt suyunun ilaçlarla etkileşimi.

Greyfurt; kolesterol düşürücü statinler, yüksek tansiyon için kullanılan nifedipin ve felodipin, organ nakli sonrası bağışıklık sistemini baskılamak için verilen siklosporin ve dünya genelinde yaygın kullanılan birçok ilaçla etkileşir.

Greyfurt ayrıca bazı ilaçların kana daha fazla karışmasına neden olur ve bu da dozun etkisini yükseltir.

Mesela sıtma tedavisinde kullanılan artemether ve praziquantel gibi ilaçlarla, HIV tedavisinde kullanılan saquinavir gibi antivirallerde bu durum görülür.

Bunun nedeni, ilaçların parçalanmasından sorumlu olan “sitochrome P450 3A4” adlı enzimi baskılaması.

Bu durumda ilaçlar vücutta birikerek zehirli seviyelere ulaşabilir.

Aynı şey Viagra olarak bilinen sildenafil için de geçerli.

Portekiz’deki Coimbra Üniversitesi’nde İlaç-Bitki Etkileşimleri Gözlemevi’ni yöneten Maria da Graça Campos, “Bu enzim devre dışı kaldığında ilaçlar vücutta daha uzun süre kalır ve konsantrasyonları çok zehirli seviyelere çıkabilir” diyor.

Ayrıca meyve sularının etkisi de genellikle daha güçlü. Çünkü yoğunlaştırılmış hâlde olduklarından ilaçlarla etkileşime giren maddeleri daha fazla içerirler.

Aynı şekilde kızılcık (cranberry) suyunun da bazı kan sulandırıcı ilaçlarda kullanılan etken madde varfarin ile etkileştiği düşünülüyordu.

Çok sayıda vakada, kızılcık suyu içen hastaların veya Şükran Günü yemeğinden kalanlarla günlerce kızılcık sosu tüketen bir kişide, varfarin’in kanı sulandırıcı etkisinin arttığı gözlenmişti.

Ancak klinik deneyler ve sistematik incelemeler, normal düzeyde kızılcık tüketiminin varfarin ile etkileşmediğini ortaya koydu.

Yine de bu alandaki en çok atıf yapılan çalışmalardan birinin, kızılcık suyu üreten bir firma tarafından finanse edilmiş olması dikkat çekici.

Kanada’daki McMaster Üniversitesi’nde klinik farmakoloji ve toksikoloji direktörü Anne Holbrook bu konuyla alakalı olarak “Literatürün büyük kısmı, belirgin etkenleri göz ardı eden düşük kaliteli vaka raporlarından oluşuyor” diyor.

Sağlıklı sonuçlara ulaşmak için, yüzlerce hastanın sadece varfarin aldığı ve diğer grubun hem varfarin hem de standartlaştırılmış kızılcık ürünleri aldığı randomize klinik denemelere ihtiyaç olduğunu söylüyor.

2011’de ABD Gıda ve İlaç Dairesi, varfarin kullananlar için kızılcıkla ilgili uyarıları ilaç rehberinden çıkardı.

Ancak İngiltere Ulusal Sağlık Servisi (NHS) hâlâ varfarin kullananların kızılcık suyundan uzak durması gerektiğini söylüyor.

Bitki çayları

Aynı şekilde meyan kökü de bazı ilaçların parçalanmasında görevli enzimleri etkileyerek ilaçlarla etkileşiyor.

Bu durum kalp hastalıklarında kullanılan digoksin ve bazı antidepresanlar için geçerli.

Ancak yapılan araştırmalar, meyan kökünün çoğu durumda klinik açıdan anlamlı bir yan etkiye neden olmadığını gösteriyor.

Chan’a göre tüm bunlar, yiyecek-ilaç etkileşimlerinin “tamamen vardır ya da yoktur” şeklinde anlaşılmaması gerektiğini gösteriyor.

“İlaç etkileşimlerini siyah-beyaz göremeyiz. Etkileşimler hafif, orta ya da ciddi olabilir.”

2017’de da Graça Campos, artrit tedavisi gören bir hastanın ciddi ağrılar ve kansızlıkla hastaneye kaldırıldığı vakayı anlattı.

Hasta aynı zamanda enginar çayı içmişti. Enginardaki bazı maddeler, artrit ilacı kolşisin ve diyabet ile hipertansiyon için aldığı ilaçlarla etkileşime girerek karaciğerinde toksik bir birikime yol açmıştı.

“Durum gerçekten çok kötüydü” diyor Campos.

“Başlangıçta karaciğer nakline ihtiyaç duyabileceğini düşündük. Çok karmaşıktı.”

Neyse ki hasta kendiliğinden ve tamamen iyileşti.

Bitkisel çaylar ve özler, geleneksel tıpta sık kullanılsa da güçlü etkileri olmasına rağmen yeterince denetlenmiyor.

Aynı şekilde zerdeçal ve yosun bazlı takviyeler de bazı kanser ilaçlarıyla etkileşerek karaciğerde aşırı toksisiteye neden olabiliyor.

Zerdeçal ayrıca kan sulandırıcıların ve diyabet ilaçlarının etkisini artırabiliyor.

Sarı kantaron çiçeği özleri ise antidepresanlar, bazı anksiyete ilaçları, doğum kontrol hapları ve kimi kemoterapi ilaçlarıyla etkileşiyor.

Campos, “İnsanların şunu anlaması çok önemli: Bitkiler de çok ciddi etkileşimlere yol açabilir” diyor.

Ancak yine de bu tür etkileşimlerin kalıcı ve yaygın mı, yoksa tekil mi olduğunu görmek için daha fazla klinik araştırmaya ihtiyaç var.

Dozlar için doktora danışılmalı

Etkileşimler her zaman ilaçları daha güçlü ya da daha tehlikeli hale getirmiyor. Bazen de etkilerini zayıflatabiliyor.

Varfarin ile ilgili en bilinen durum, yeşil yapraklı sebzelerde bol bulunan K vitamini ile etkileşimi.

Varfarin, K vitaminiyle birleştiğinde etkisi azalır. Bu da hastaların yeşil sebzelerden tamamen uzak durması gerektiği anlamına gelmez, ancak tedavi dozlarının kişinin diyetine göre ayarlanmasını gerektirir.

Chan, “Siz benden çok daha fazla yeşil sebze yiyorsanız, doktorunuz sizin varfarin dozunuzu muhtemelen artırır” diyor.


Getty Images Bilim insanları, bazı tedavilerin etkinliğini artırmak için gıda-ilaç etkileşimlerinden yararlanmanın mümkün olabileceğini umuyor

Bazı antidepresan türleri (monoamin oksidaz inhibitörleri – MAOI) kullanan hastalara ise genellikle fermente yiyeceklerden ve yıllanmış peynirlerden uzak durmaları tavsiye edilir.

Çünkü bu yiyeceklerde yüksek miktarda tiramin bulunur.

MAOI ilaçları vücudun tiramini parçalama yeteneğini azaltır ve bu da tansiyon yükselmesine yol açabilir.

Süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri bazı antibiyotikleri (örneğin siprofloksasin ve norfloksasin) sindirim sisteminde emilmeden engelleyebilir. Buna “peynir etkisi” denir.

Lif açısından zengin yiyecekler de benzer şekilde davranabilir. Çünkü bağırsaklarda süt ürünlerinin veya liflerin molekülleri, ilaç moleküllerine adeta “sarılır” ve onların kana geçmesini engeller.

“İlaç kana bile geçmez, çünkü bağırsaklarda süt ürünleri molekülleri ilaca bağlanır ve bağırsakta takılı kalır” diyor Chan.

Çözüm ise basit: Hastalar süt ürünlerini ilaçtan 2-4 saat önce ya da sonra tüketmeli.

Chan, “Süt ve peynirinizi yiyebilirsiniz, ama ilacı aynı anda almayın” diye uyarıyor.

Veri tabanı üzerinden çalışılıyor

Bütün bu etkileşimler korkutucu görünebilir. Ancak işin umut verici yönleri de var.

Bazı araştırmacılar, yiyeceklerin ve içeceklerin ilaçlarla etkileşimini ilaç tedavisini daha etkili kılmak için kullanmaya çalışıyor.

Örneğin bazı onkologlar, yiyeceklerin kanser ilaçlarıyla etkileşimini inceleyerek tedaviyi daha güçlü hâle getirmeyi hedefliyor.

Boston’daki Harvard Tıp Fakültesi’nden hücre biyoloğu Lewis Cantley, hücre büyümesini düzenleyen ve bazı kanser ilaçlarını hedef aldığı bir yolun, düşük şekerli beslenme ile daha iyi tepki verdiğini keşfetti.

Cantley, “İnsanlar yüz binlerce yıl boyunca et ve çiğ sebzelerle beslendi; bunlar yemekten sonra kan şekerini hızla yükseltmez” diyor.

Ona göre, geçmişte kanserin daha az görülmesinin nedeni bu olabilir.

Son 50 yılda kanser vakalarının artışı ise hızlı karbonhidrat tüketimindeki büyük yükselişle bağlantılı olabilir.

2018’de yaptığı deneylerde Cantley, düşük karbonhidratlı, et ve sebze ağırlıklı ketojenik diyet uygulanan farelerde bazı kanser ilaçlarının daha etkili çalıştığını gözlemledi.

Cantley, Şimdi kendi şirketi olan Faeth Therapeutics aracılığıyla insanlarda küçük çaplı denemeler yapıyor.

New York’taki Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi’nde de benzer denemeler endometriyum kanseri olan kadınlarla sürüyor.

Ama en büyük zorluk, yiyecek-ilaç etkileşimlerinin çok fazla olması.

Bu nedenle Milešević, bilgisayar biyologlarıyla birlikte tüm bu verileri bilimsel literatürden toplayarak düzenli bir veri tabanı oluşturdu.

Bu sayede klinik araştırmaları yürütenlerin etkileşimleri daha kolay takip edebilmesi hedefleniyor.

Madrid’deki IMDEA Gıda Enstitüsü’nden hesaplamalı biyolog Enrique Carrillo de Santa Pau “Kolay olacağını sandık ama çok zordu, en baştan başlamak zorunda kaldık” diyor.

Sonunda milyonlarca etkileşimi derleyerek yeni bir platform kurmayı başardılar.

Karmaşık bir tablo söz konusu ve hâlâ çözülmeye çalışılıyor.

Ama gelecekte doktorların ilaç tedavisine uygun diyetler önerebilmesi mümkün olabilir.

Şimdilik ise Viagra ile nar suyundan uzak durmak en iyisi.

Uyarı: Bu yazı yalnızca genel bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Buradaki içerik, doktorunuzun ya da başka bir sağlık uzmanının tıbbi tavsiyesinin yerine geçmez. Sağlığınız konusunda endişeleriniz varsa mutlaka doktorunuza danışın. BBC, burada verilen bilgilere dayanarak yapılan teşhislerden veya başka internet sitelerinin içeriğinden sorumlu değildir.

 

You May Have Missed