İzmir Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı (İKSEV) tarafından düzenlenen Uluslararası İzmir Festivali bu yıl 37. kez kapılarını açtı. Festival kapsamında, “Ölümünün 100.Yılında Puccini’yi Anarken” konseri gerçekleştirilecek.
İKSEV’den yapılan açıklamaya göre, Eczacıbaşı Topluluğu’nun ana sponsorluğunda Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Macaristan Kültür ve İnovasyon Bakanlığı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, İzmir Goethe Enstitüsü, Institut Français Türkiye- İzmir, İzmir İtalya Konsolosluğu, Polonya İstanbul Başkonsolosluğu ve İzmir Fahri Konsolosluğu işbirliği ile düzenlenen festivalde, ünlü İtalyan besteci Giacomo Puccini konserle anılacak.
İzmir Tarihi Agora’da 24 Haziran’da yapılacak “Ölümünün 100.Yılında Puccini’yi Anarken” konserinde İtalyan operasının yükselen yıldızları soprano Gesua Gallifoco ve tenor Giuseppe Infantino, Alessandro Zilioli’nin piyanosu eşliğinde, La Boheme, Madam Butterfly, Altın Batı gibi operalardan seçilen aryaları seslendirecek.
Festival, 26 Temmuz’da Bergama Asklepion Ören Yeri’nde Fazıl Say ve Ahmed Adnan Saygun Senfoni Orkestrası konseri ile sona erecek. (AA)
Puccini kimdir? Giacomo, 22 Aralık 1858’de yedi çocuklu bir ailenin ilk erkek evlatı olarak Lucca’da dünyaya gelmiştir. Babasını, beş yaşındayken kaybetmiş ve eğitim için dayısı Fortunato Magi’nin yanına gönderilmiştir. Fortunato onu hem yetenekli hem de disiplinsiz bir öğrenci olarak görmüştür. Müzik geçmişi olan bir aileye mensup olması, Giacomo’nun da ataları gibi müzik eğitimi almasının başlıca nedenidir. Giacomo müzik eğitimi sayesinde önce kilisede org çalmaya başlamıştır. Operaya olan ilgisi, konservatuvar hocası Angeloni’nin teşviğiyle, Verdi’nin Aida operasının Pisa şehrinde 1876’daki bir gösteriminde başlar. 1880’den 1883’e kadar Milano konservatuvarında eğitim görür, Amilcare Ponchielli ve Antonio Bazzini’nin öğrencileri arasında yer alır. 1882’de, Sonzogno müzikevinin açtığı tek perdelik opera lirik yarışmasına katılır. Le Villi isimli bu ilk opera yarışmayı kazanamasa da, Ponchielli ve Fontana’nın yardımıyla Verme tiyatrosunda 1884’te sahnelenir. Bu sayede yayıncı Ricordi’nin dikkatini çeken Puccini’ye ikinci bir opera siparişi gelir: Edgar. Bu dönemde, Puccini Elvira ile tanışır ve evlenirler. Bu evlilikten Tonio isimli oğlu dünyaya gelir. Üçüncü operası, Manon Lescaut, Puccini’ye sadece büyük başarı getirmekle kalmaz, ayrıca lirik yazarı Luigi Illica ve Giuseppe Giacosa ile üç yeni opera ile devam edecek bir işbirliğinin başlangıcını oluşturur. Bu operaların ilki, Henri Murger’in bir parçası üzerine yazılan, romantik operaların en iyileri arasında gösterilen La Bohème’dir. Bu serinin ikinci operası olan Tosca, Puccini’nin natüralizme ilk adımıdır. David Belasco’nun bir eseri üzerine yazılan serinin üçüncü operası Madam Butterfly, ilk gösterimlerde ilgi görmese de, daha sonraki dönemlerde büyük başarılar kazanmıştır. Besteci, 1903’te bir araba kazasında yaralanmış ve topal kalmıştır. Bunun sonucunda çalışmaları da yavaşlamıştır. 1906’da güftecisi Giacosa ölür. 1909’da karısının ithamları sonucunda, Puccini ile ilişkisi olduğu iddia edilen hizmetçisi intihar eder. 1918’de Il Trittico’yu, üç ayrı operayı Parisli Grand guignol stiliyle birleştirerek yaratır: dehşet bölümü Il tritico: Il Tabarro, duygusal bir trajedi Il triticco: Suor angelica ve komedi bölümü Il tritico: Gianni Schicchi. Gianni Schicchi takdir görürken, Il Tabarro sınıflandırmaya alınmaz. Puccini 1924’te Brüksel’de, gırtlak kanserinin yolaçtığı krizler sonucunda hayata gözlerini yumar. Son operası Turandot hâlâ tamamlanmamıştır. Franco Alfano son iki sahneyi tamamlamış olsa da, bu eser yıllar içinde farklı finallerle sahnede yer almıştır. |